- sürmek
- -er (-i, -e)1. 驾驶: Arabayı hızlı sürme. 不要开快车!Arabayı son hızla sürüyordu; şaşkınlıktan küçük dilimi yutacaktım. 他把车开得飞快, 吓死我了!2. 牵, 赶, 驱: atı \sürmek 赶马, 驱马 hayvanı \sürmek 赶牲口 koyunları \sürmek 赶羊群 köpek sürerek yapılan av 犬猎3. 向前挪动, 往前移; 递: fırına \sürmek 把…放入炉子里烘烤 Onun masasını biraz öteye sürünüz. 请把他的桌子向那边挪一挪。Önüme bir kağıt sürdü. 他往我面前递了张纸。4. 摸, 碰, 触, 动: Elinizi oraya sürmeyiniz. 你们不要用手去碰那儿。5. 放逐, 流放; 驱赶, 驱逐, 赶跑: Mütarekede İngilizler onu Malta'ya sürdüler. 停战期间英国人把他流放到马耳他去了。6. 涂, 抹, 搽: boya \sürmek 涂颜料 kolonya \sürmek 抹花露水7. 销售, 出售, 推销; 使上市: kalp para \sürmek 出售假币 mal \sürmek 出售货物8. -i 过生活: mutlu bir yaşayış \sürmek 过幸福生活 Sessiz, iddiasız, dört duvar arasında bir memur hayatı sürüyor. 他过着一种默默无闻、与世无争、足不出户的职员生活。Leyla on sekizini sürüyor. 莱依拉正度过她的18周岁。9. -i 耕, 耕翻: çift \sürmek 耕地 toprak \sürmek 耕地 tarlayı \sürmek 耕地10. nsz 持续, 延续, 继续: Fırtına üç gün sürdü. 风暴持续了3天。Kongremiz sabahın onundan akşamın altısına kadar sürüyor. 我们的大会从上午10点开到下午6点。11. nsz 花时间: Bu iş iki saat sürer. 这项工作要花两个小时。Çok sürmez, her şey düzelir. 要不了多久, 一切都会好起来的。12. nsz 生长, 长出, 发芽, 吐出嫩芽: Ekinler sürdü. 庄稼长出来了。13. nsz 腹泻: Su hastanın içi sürüyor. 这个病人腹泻。◇ -i sürüp atmak 驱赶, 驱逐, 赶跑: Onlar düşmanlarını memleketlerinden sürüp attılar. 他们把敌人赶出了自己的国家。-i sürüp çıkarmak 驱赶, 驱逐, 赶跑 sürüp gitmek 持续下去, 继续下去◆ Sür gitsin. 随它去吧!
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.